Yukarki(Salma) yaylasına çıkılacak tarih yayla sakinleri
tarafından belirlenir ve köye haber verilir. Köyden gelen kızlar, delikanlılar ya da anne-babaların
yardımı ile göç gerçekleşir. Yeni yaylada evlerin , ahırların hazırlanma , odun temini ya önceden
hazırlanır ya da kısa sürede imece usulu ile gerçekleştirilir. Günün yorgunluğunu atmak, eğlenmek
oynamak amacıyla Karşıki Düzede akşam şenliklerinin düzenlenmesi gelenek haline gelmiştir.
Bu şenliklerde mutlaka ateş yakılır. Yukarki yaylada odun zor temin edildiğinden, her ev
kendine düşen odunu eğlence süresince yakmak için getirir. Akşama doğru sevgililer ya da
sevgili olmaya adaylar, nişanlılar, genç evliler, genç kızlar, Karşıki Düzde toplanmaya başlarlar.
Büyük baba ve anneler genelikle bu eğlencelere katılmazlar. Eğlence ya tulum ya da kemençe eşliğinde
hiç birisi de yoksa karşılıklı türkü söyleyerek başlar. Horon geç saatlere kadar devam eder. Gündüz ,
sırtında onlarca kg. ağırlığındaki yükleri taşımış olan bu gençler bitmez tükenmez bir enerji ve
moralle saatlerce yorulmadan oynarlar. Eve geldiklerinde geç saatlere kadar nerede kaldın diye evin
reislerinden fırça yemeyide göze alırlar. Ancak o gecenin verdiği heyacan herşeye değer. Bu tür
geceler zaman zaman düzenlenir. Hatta yaylaya köyden gelen göç işini gerçekleştirenler, ertesi gün
ya da bir sonraki gün köye dönerken mola yerlerinde horon oynamayı da ihmal etmezler. Yaylaya gidiş,
yüklerin taşınması, yayladaki eğlence, köye hareket ve yol boyunca horon oynama, normal olarak
gerçekleştirilmesi çok zor olmasına rağmen, yaylanın verdiği enerji, moral ve başka güzelliklerle
yorgunluk, heralde insanlardan uzak duruyor. Dedelerimiz , babaannelerimiz , anne ve babalarımız yani
bütün büyüklerimiz ve de bizden sonraki kuşaklar bu geneleği mutlaka yaşamışlar birbirlerini sevmişler
sevilmişler evlenmişler bu ve benzeri güzel anıları hayatlarının sonlarına kadar hatırlamışlardır.
Bugün otu , çiçeği, bitki örtüsü karı, taşları, birçok
hayvanı ve buz gibi suları ile bu doğa harikası yaylalarımıza kimse gitmediği için bu güzellikler
yaşanamamaktadır. Genç kardeşlerime atalarımızın yaşam mücadelesi verdiği bu yaylalara sahip çıkmaları,
bu güzellikleri tahrip etmeden genelek ve göreneklerimizi yaşatmalarını tavsiye ediyorum.
Ana Sayfa
|